İstanbul’daki Özel İtalyan Lisesi’nde (Liceo Italiano IMI) görev yapan Türk eğitimciler, İtalyan meslektaşlarıyla aralarındaki derin maaş ve çalışma koşulları farkı nedeniyle aylardır süren müzakerelerin sonuçsuz kalması üzerine yasal grev hazırlığına başladı. Türk öğretmenlere göre, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin verimsiz geçmesi ve yaşanan eşitsizlikler nedeniyle yasal grev süreci artık “kaçınılmaz bir aşama haline gelmiştir”.
Çarşamba günü okul önünde toplanan Tez-Koop-İş Sendikası üyeleri, İtalyan öğretmenlerin maaşlarını tartışma konusu yapmadıklarını, ancak aynı kurumda çalışan Türk öğretmenlerin neden İstanbul’daki yoksulluk sınırının çok altında kalan “bu kadar düşük ücretlere mahkum edildiğini” sorguladı.
Aynı Çatı Altında İki Farklı Dünya
Öğretmenler yaptıkları açıklamada, kamuoyunun daha önceki duyurularla okuldaki Türk personelin karşı karşıya kaldığı “ağır çifte standart ve adaletsizliği” zaten gördüğünü, artık sözün bittiği yerde olduklarını ve somut adımların atılması gerektiğini vurguladı. Türk ve İtalyan öğretmenlerin aynı koridorları paylaşıp aynı sınıflara girmesine rağmen, Türk personelin açıkça daha düşük bir statüde ve çok daha zayıf mali koşullarda çalıştığı belirtildi.
Eğitimciler, bir kurum içinde maaş farklılıklarının makul sınırlar dahilinde olabileceğini kabul etmekle birlikte, mevcut durumun iki grup arasında 5 ila 6 kata varan bir gelir uçurumuna işaret ettiğinin altını çizdi.
Bu devasa farkı meşrulaştıracak hiçbir teknik açıklamanın veya ahlaki gerekçenin bulunmadığını savunan öğretmenler, Türk personele yüklenen daha ağır ders yükünün ve kendi ülkelerinde daha düşük statüde tutulmalarının mantıklı bir izahı olmadığını belirtti. Endişelerini şu çarpıcı soruyla özetlediler: “Bu ayrımcılığın sebebi öğretmenlerimizin Türk olması mıdır?”.
Sendika Yoksulluk Sınırının Altında Çalışmayı Reddediyor
Açıklamaya göre sorun sadece maaşlarla sınırlı kalmayıp ders yükleri ve çalışma koşullarına da uzanıyor. Öğretmenler, bir Türk öğretmenin meslektaşının dersini telafi ettiğinde herhangi bir ek ödeme alamazken, aynı ikameyi yapan İtalyan öğretmenin ek tazminat aldığını belirtti. Aynı zamanda Türk personelin çok daha ağır ders programlarına ve ek gözetmenlik görevlerine tabi tutulduğu bildirildi.
Tez-Koop-İş taleplerini net bir dille ortaya koydu. Sendika, okuldaki Türk öğretmenlerin maaşlarının Türkiye’de faaliyet gösteren emsal yabancı okullardaki ücret standartlarına göre belirlenmesini ve mevcut ayrımcı modelin terk edilerek “eşit işe eşit ücret” yaklaşımının benimsenmesini istedi.
Öğretmenler, sendika verilerinin Türk personelin İstanbul için resmi olarak tanımlanan yoksulluk sınırının yaklaşık %40 altında çalıştırıldığını gösterdiğine dikkat çekerek, “yoksulluk sınırının altında çalışmayı reddettiklerini” ilan etti. İnsan onuruna yaraşır ekonomik ve sosyal haklara sahip olmak ve yüksek kaliteli eğitimi sürdürebilmek için gereken ücret seviyesini güvence altına almak istediklerini belirttiler.
Yönetimin Yüzde 0’lık Teklifi ve Başarısız Arabuluculuk
Sendika, Özel İtalyan Lisesi’ndeki Türk öğretmenlerin karşı karşıya kaldığı bu durumun bir gecede ortaya çıkmadığını, okul yönetiminin son yıllarda izlediği ve düşük ücret politikasını kademeli olarak “adaletsiz” bir aşırılığa taşıyan politikasının bir sonucu olduğunu vurguladı.
Tez-Koop-İş, yeni bir anlaşma için toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin dört aydan uzun süredir devam ettiğini, ancak müzakerelerin ve ardından gelen arabuluculuk sürecinin herhangi bir ilerleme sağlamadığını hatırlattı. Öğretmenler, okul yönetiminin son teklifinin mevcut ekonomik koşullara rağmen değişmediğini aktardı: 2025 için %0, 2026 için %15 ve 2027 için tekrar %0 zam.
Bu teklifi kabul etmelerinin imkansız olduğunu belirten çalışanlar, masada sonuna kadar yapıcı bir tutum sergilemelerine rağmen çabalarının yönetim tarafından karşılık bulmadığını ifade etti. Sonuç olarak, “Gelinen noktada yasal grev süreci kaçınılmaz bir aşama haline gelmiştir” denildi ve grev kararının artık bir tercih değil, koşullardan doğan bir zorunluluk olduğu eklendi.
Velilere Çağrı ve Okul Ücretleri Sorusu
Açıklama boyunca öğretmenler, asıl arzularının sınıflarında olup tüm enerjilerini öğrencilerine adamak olduğunu defalarca vurguladı. Boş sınıfların kendi tercihleri olmadığını belirten eğitimciler, eğitimin sürdürülebilirliğinin sadece öğretmenlerin tek taraflı fedakarlıklarına dayanamayacağını, adil ve dengeli bir yönetim yaklaşımı gerektirdiğini ifade etti.
Sendika, eğitimdeki aksamayı önleme konusundaki asıl sorumluluğun, uzlaşma için makul bir alan yaratması gereken okul yönetiminde olduğunu savundu. Öğrencilerin okulun kalbi, velilerin ise yüksek ücretlerle kurumu ayakta tutan temel paydaşlar olduğunu belirten sendika, velileri yönetimden çözüm talep etmeye çağırdı.
Açıklamada, velilerin okulu özellikle Euro bazında artan ücretlerle finanse ettiğine dikkat çekilerek, son dört yılda okul ücretlerinin döviz bazında keskin bir şekilde artmasına rağmen öğretmen maaşlarının sadece minimum düzeyde arttığı iddia edildi. Doğrudan velilere seslenen öğretmenler, şu soruyu sormanın en doğal hakları olduğunu belirtti: “Eğer öğretmene yapılmıyorsa, bu yatırım nereye gidiyor?”.
Devlet Yetkililerine Çağrı ve İşten Çıkarma Uyarısı
Tez-Koop-İş ayrıca devlet kurumlarına da başvurarak, Milli Eğitim Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı’nı Türk öğretmenlerin sahipsiz bırakılmadığını açıkça göstermeye, mesleki onurlarını ve sosyal statülerini korumaya çağırdı.
Sendika, tarih öğretmeni İlhan Gülek’in etkinlik sırasında personelin yaşadığı ekonomik ve psikolojik baskıyı dile getirdiğini ve eşit işe eşit ücret ile insan onuruna saygılı çalışma koşulları taleplerini yinelediğini aktardı. Açıklamaya göre, okul yönetiminin uzlaşmaz tavrı grev sürecini “bir zorunluluk” haline getirdi.
Tez-Koop-İş; ders ve görev yüklerinde adalet, eşit ücret politikası ve sendikal hakların okulda tam olarak tanınması taleplerini yineledi. Ayrıca, bu süreçte öğretmenleri işten çıkarmaya yönelik her türlü keyfi girişimin anayasal hakların ihlali anlamına geleceği uyarısında bulundu. Sendika, Özel İtalyan Lisesi’ndeki tüm Türk öğretmenleri savunmaya devam edeceğini ve bu mücadelenin sadece ücret değil; eşitlik, onur ve insan haysiyeti mücadelesi olduğunu belirterek sözlerini tamamladı.
Çift Diploma Modelli Tarihi İtalyan Lisesi
Türk sisteminde yabancı özel okul statüsünde olan kurum, İtalyan sisteminde ise devlet okulu muamelesi görüyor. Bu ikili yapı, İtalyan müfredatını takip eden ve gerekli sınavları geçen Türk öğrencilerin, Türk diplomalarının yanı sıra İtalya, Avrupa Birliği üye ülkeleri ve diğer ülkelerdeki üniversitelere doğrudan başvuru imkanı sağlayan İtalyan devlet diploması almalarına olanak tanıyor.
Geç Osmanlı döneminden kalma çok katlı kargir bir binada hizmet veren okulda 20 sınıf, küçük derslikler, idari ofisler, spor salonu, laboratuvarlar, bilgisayar laboratuvarı, çok amaçlı salon, kütüphane ve arşiv bulunuyor. Kurum, bir asırdan fazla süredir Türk ve İtalyan öğretmenlerin, Türkiye’de ve yurtdışında profesyonel kariyerlere adım atan binlerce öğrenciyi yetiştirmek için birlikte çalıştığı bir tarihe sahip.





