Ana SayfaDünyaMeloni Gazze Filosunu Durdurma Çağrısı Yaptı: Ateşkes Görüşmelerini Kim Gerçekten Tehdit Ediyor?

Meloni Gazze Filosunu Durdurma Çağrısı Yaptı: Ateşkes Görüşmelerini Kim Gerçekten Tehdit Ediyor?

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, Salı günü Gazze’ye doğru yola çıkan uluslararası yardım filosuna misyonunu derhal askıya alması çağrısında bulundu. Meloni, ilerlemenin İsrail ile doğrudan bir çatışmaya yol açabileceğini ve bunun eski ABD Başkanı Donald Trump’ın önerdiği plan çerçevesinde “kırılgan dengeyi” bozarak barış yolunu raydan çıkarabileceğini savundu. Ancak sahada yaşanan gerçekler bambaşka bir tablo çiziyor.

Son ateşkes girişimi sonrasında İsrail, Gazze genelinde hava ve kara saldırılarını sürdürdü. Şafak vakti itibarıyla en az 59 Filistinlinin öldüğü bildirildi. Bu bağlamda, Meloni’nin silahsız insani yardım taşıyan gemilerin barış görüşmelerini tehlikeye atabileceği iddiası, sivil kayıpların günlük olarak devam ettiği gerçeklikle keskin bir tezat oluşturuyor.

Roma Ne Yaptı ve Neden Geri Adım Attı?

İtalya’nın filoya dahil olması baştan karmaşık bir süreçti. Roma başlangıçta bir deniz aracını konvoyu takip etmek için görevlendirdi ve bunu insani koruma önlemi olarak sundu, askeri bir eskort olarak değil. Bu adım, büyük ölçüde iç baskılara yanıt niteliğindeydi: İtalya genelinde kitlesel protestolar, hükümetten Gazze’ye dayanışma göstermesini ve ablukaya karşı harekete geçmesini talep ediyordu.

Ancak birkaç gün içinde hükümet rotasını değiştirdi. Yetkililer, filonun Gazze kıyısına 150 deniz mili yaklaştığında İtalya gemisinin çekileceğini duyurdu. Meloni’nin ofisi bu kararı tırmanışı önleme ve diplomatik alanı koruma girişimi olarak çerçeveledi, ancak aktivistler bunu İsrail ve müttefiklerinden gelen baskı altında bir geri çekilme olarak görüyor.

İtalya’nın Tutum Değişiminin Nedenleri

  • İç Baskı: Şehirlerdeki kitlesel gösteriler, hükümeti Filistin’e destek vermeye zorladı.
  • Dış Etkiler: İsrail’in tepkisi ve Trump planı, diplomatik kaygıları artırdı.
  • Geri Çekilme: 150 deniz mili kuralı, çatışma riskini minimize etmeyi amaçlıyor.

Filo Şu An Nerede?

Global Sumud Filosu hala denizde ve Gazze’nin deniz ablukası bölgesine doğru ilerliyor. Organizatörler ve takip raporlarına göre, konvoy kıyıya yaklaşık 150-160 deniz mili mesafede – İsrail donanmasının geçmişte müdahale ettiği tarihi bir tehlike alanı. Aktivistler, birkaç geminin zaten “yüksek riskli” bölgeye girdiğini ve yakındaki askeri veya ışıklandırılmamış gemilerin manevralarını gördüklerini belirtiyor.

Reuters ve diğer medya kuruluşları, Avrupa gemilerinin filosu takip etmeye devam ettiğini ancak askeri müdahalede bulunmayacağını vurguluyor; gemiler İsrail’in kısıtlı sularına doğru ilerlerken.

Filo Durumu

  • Mesafe: 150-160 deniz mili, yüksek risk zonu.
  • Tehditler: İsrail gemileriyle tehlikeli yakınlaşmalar raporlandı.
  • Katılımcılar: 40’tan fazla sivil gemi, 500’den fazla kişi; Greta Thunberg dahil aktivistler.

Gazze Halkı Bir Gün Daha Bekleyemez

İnsani yardım grupları, erişim sağlanmadıkça krizin her gün kötüleştiğini tekrarlıyor. Gazze için gecikme, soyut bir diplomatik maliyet değil, doğrudan hayatta kalma tehdidi. Bu aciliyet, filo organizatörlerinin sembolik jestler veya gelecekteki yardım vaatlerinin yetersiz olduğunu savunmasının nedeni: Yardımın şimdi Gazze’ye ulaşması gerekiyor.

19 Eylül itibarıyla, Gazze Sağlık Bakanlığı’na göre açlıktan ölenlerin sayısı en az 440’a ulaştı; bunlar arasında 147 çocuk var. Gazze içindekiler için soru, yardımın yarın mı yoksa gelecek hafta mı geleceği değil – bugün hayatta kalmak.

Aylar süren bombardıman ve abluka sonrası temel ihtiyaçlar tükeniyor. Hastaneler yetersiz ilaçlarla çalışıyor; doktorlar son kullanma tarihi geçmiş malzemeler veya el yapımı ekipmanlarla hastaları tedavi etmek zorunda. Birçok tıbbi merkez, jeneratörler için yakıt eksikliği nedeniyle tamamen kapandı.

Gazze’deki Krizin Boyutu

  • Açlık Ölümleri: 440+ kişi, 147’si çocuk (19 Eylül 2025).
  • Tıbbi Durum: Hastaneler yakıt ve ilaçsız; acil müdahaleler imkansız.
  • Günlük Tehdit: Her gecikme, binlerce hayatı riske atıyor.

İtalyanlar Sessiz Kalmayı Reddediyor

İtalya, Avrupa’nın Filistin yanlısı dayanışmasının en sesli merkezlerinden biri haline geldi; 22 Eylül’deki 24 saatlik genel grev, “Her Şeyi Engelleyeceğiz” sloganıyla ulaşım ve lojistiği felç etti. Katılım sendika sınırlarını aştı; işçiler aidiyet fark etmeksizin birleşti ve bürokratik ayrılıkları gölgede bırakan bir aciliyet hissi yarattı.

Kamuoyu yoklamaları, Filistin devletini tanıma desteği gösteriyor – ülke genelinde %88, sol oyların tamamı ve hükümet koalisyonu destekçilerinin dörtte üçü dahil. Bu duygu sokaklara taştı: On binlerce kişi yürüdü, üniversiteler İsrail kurumlarıyla bağlarını kesti, liman işçileri İsrail’e giden yükleri bloke etti. Sonuç, sivil eylemler dalgası: Gazze’yi İtalya’nın siyasi gündeminin merkezine taşıdı ve Başbakan Meloni’nin hükümetine artan baskı uyguladı.

Genel grev, 4 Ekim’de tekrarlanacak.

İtalya’daki Dayanışma Hareketi

  • Genel Grev: 22 Eylül, milyonlarca katılımcı; ulaşım ve limanlar durdu.
  • Protestolar: 81 şehirde gösteriler; Filistin bayrakları ve “Özgür Filistin” sloganları.
  • Kamuoyu Desteği: %88 Filistin devleti tanıma lehinde.
  • Sivil Eylemler: Liman blokajları, üniversite boykotları.

Yakalama Gerçekten Ateşkes veya Arabuluculuk Çabalarını Zayıflatır mı?

Meloni’nin uyarıları ile İsrail’in devam eden saldırıları arasındaki tezat, daha geniş bir soruyu gündeme getiriyor: Barış sürecini gerçekten ne tehdit ediyor? Eleştirmenlere göre, sivil liderliğindeki silahsız bir filonun müzakereleri raydan çıkarabileceği iddiası, Gazze’deki günlük bombardımanların bedelini görmezden gelirken uluslararası söylemdeki bariz dengesizliği ortaya koyuyor.

Aktivistler için filo, görüşmeleri baltalamak değil, Gazze’nin insani krizini küresel spot ışıklarında tutmakla ilgili. Hükümetlerin sessizliği, sıradan vatandaşları doğrudan harekete geçmeye zorladı – ve ablukayı aşarak yardım ulaştırmak, hem sembolik hem somut bir direniş eylemi.

Sonuçta, önümüzdeki günler İsrail’in ablukayı uygulamak için ne kadar ileri gideceğini, Avrupa’nın iç baskılarla diplomatik temkinliliği nasıl dengeleyeceğini ve yerdeki ölümlerin mi yoksa silahsız yardım gemilerinin varlığının mı gelecekteki bir ateşkesin kaderini daha çok şekillendireceğini test edecek.

RELATED ARTICLES

Most Popular

Recent Comments