Bir Avrupa istihbarat yetkilisinin AP’ye aktardığı bilgilere göre, Rusya Dışişleri Bakanlığı, diplomatların aile üyelerini Venezuela’dan tahliye etme sürecini başlattı. Bu stratejik hamle, ABD’nin Karayipler’de yaptırım uygulanan üçüncü bir petrol tankerini yakın takibe aldığı ve Başkan Donald Trump’ın Mar-a-Lago’daki tesisinde üst düzey ulusal güvenlik yetkilileriyle kritik bir toplantı gerçekleştirdiği dönemde hayata geçiriliyor.
Cuma günü başlayan ve öncelikle kadınlar ile çocukları kapsayan bu tahliye operasyonu, Rus yetkililerin Venezuela’daki mevcut durumu, istihbarat kaynağının ifadesiyle “çok kasvetli bir tonla” değerlendirmesi üzerine başlatıldı. Söz konusu geri çekilme kararı, Trump yönetiminin Başkan Nicolas Maduro hükümetine karşı dört aydır sürdürdüğü baskı politikasını sertleştirmesiyle birlikte, Güney Amerika ülkesinin istikrarına dair endişelerin giderek derinleştiğini gösteriyor.
Pazartesi sabahı, Rusya’nın Karakas Büyükelçiliği önünde diplomatik plakalı 10’dan fazla araç tespit edildi; ancak binaya giriş veya çıkış yapan herhangi bir personele rastlanmadı. Araç konvoyu öğleden sonra bölgeden ayrıldı. Konuya ilişkin olarak ne Beyaz Saray’dan ne de Kremlin’den herhangi bir resmi açıklama geldi.
Venezuela Dışişleri Bakanı Yvan Gil, Pazartesi günü Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini ve Lavrov’un, Trump tarafından ilan edilen ablukaya karşı Moskova’nın tam desteğini ilettiğini duyurdu. Gil, Washington yönetimini Karayipler’de “gemilere saldırı, yargısız infaz ve yasadışı korsanlık eylemleri” gerçekleştirmekle suçladı.
Trump Güvenlik Ekibini Acil Toplantıya Çağırdı
Trump’ın Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Savunma Bakanı Pete Hegseth ve Donanma Bakanı John Phelan ile gerçekleştirdiği zirve, Sahil Güvenlik unsurlarının Karayipler sularında yaptırımlı tankerleri izlemeye devam ettiği sırada düzenlendi. Beyaz Saray, bu toplantıyı “önemli bir duyuru” için hazırlık aşaması olarak nitelendirirken, bir yetkili Trump’ın yeni bir gemi inşa girişimi hakkında istişarelerde bulunacağını ifade etti.
Sahil Güvenlik gemileri, yetkililerin sahte bayrak altında faaliyet gösterdiğini ve ABD’nin adli el koyma emrine tabi olduğunu belirttiği bir tankeri Pazartesi günü de takip etmeyi sürdürdü. Bu gemi, Trump yönetiminin Venezuela’nın “karanlık filosu” olarak adlandırdığı ve ABD’nin petrol ihracatı üzerindeki yaptırımlarını delmek için kullanılan gemiler arasında son günlerde hedef alınan üçüncü unsur oldu.
- 10 Aralık: Panama bandıralı Skipper gemisi durduruldu.
- Geçtiğimiz Cumartesi: Sahil Güvenlik ekipleri, Panama bandıralı Centuries tankerine el koydu.
Her iki geminin de uluslararası sularda yaptırım kapsamındaki Venezuela ham petrolünün taşımacılığında rol aldığı iddia ediliyor.
Venezuela Rafinerilerinde Ekonomik Krizin İzleri
ABD güçleri uluslararası sularda operasyonlarını sürdürürken, bağımsız hükümet gözlemci kuruluşu Transparencia Venezuela tarafından gölge filonun bir parçası olarak tanımlanan bir tankerin, Karakas’ın yaklaşık üç saat batısındaki El Palito tesisleri de dahil olmak üzere Venezuela rafinerileri arasında hareket ettiği gözlemlendi.
Gemi, ailelerin okul tatili nedeniyle komşu plajları ziyaret ettiği Pazar günü boyunca rafineride demirli kaldı. 30 yılı aşkın süredir bölgede otopark işletmeciliği yapan Manuel Salazar, Venezuela’nın petrole bağımlı ekonomisinin mevcut halinin, günlük 1 milyon varilin en az iki katı üretim yapılan geçmiş yıllarla tam bir tezat oluşturduğunu belirtti.
68 yaşındaki Salazar durumu şu sözlerle anlattı: “Koyda dokuz veya on tanker beklerdi. Biri ayrılır, diğeri gelirdi. Şimdi ise, bakın, sadece bir tane var.”
Plaj ziyaretçileri, tankerlerin geçmişte yılbaşı gecelerinde kornalarını çalarak ve tatili kutlamak için havai fişekler atarak kutlama yaptıklarını anımsattı. Ancak ülkenin enerji sektöründeki daralmayla birlikte bu gelenekler de tarihe karıştı. Salazar, plajdaki Venezuelalı ailelere atıfta bulunarak şunları ekledi: “Eskiden tatillerde barbekü yaparlardı, şimdi ise sadece sucuklu ekmek görüyorsunuz. Her şey pahalı. Gıda fiyatları her gün artmaya devam ediyor.”
Askeri Operasyonlar ve Sivil Kayıp Tartışmaları
Tankerlere yönelik müdahaleler, Trump’ın Venezuela bağlantılı gemileri hedef alan daha geniş kapsamlı kampanyasının bir parçasıdır. Savunma Bakanlığı, Eylül başından bu yana Karayipler ve Doğu Pasifik Okyanusu’nda, yetkililerin ABD’ye uyuşturucu taşıdığını iddia ettiği küçük tekneler üzerinde 28 saldırı düzenledi.
Bu operasyonlarda en az 104 kişinin hayatını kaybetmesi, ABD’li kanun yapıcıların ve insan hakları aktivistlerinin dikkatini çekti. Eleştirmenler, yönetimin hedef alınan gemilerin uyuşturucu kaçakçılığı yaptığına dair çok az kanıt sunduğunu savunuyor ve ölümcül saldırıları “yargısız infaz” olarak nitelendiriyor.
Trump, Venezuela’dan gelen yasadışı uyuşturucu akışını azaltmak amacıyla başlattığı baskı kampanyasının hedeflerini zamanla genişletti. Geçen hafta, Maduro hükümetinden yıllar önce ABD’li petrol şirketlerinden el koyduğu varlıkları iade etmesini talep ederek, bunu abluka duyurusunun ek gerekçesi olarak sundu.
Sahil Güvenlik’i denetleyen İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem, Pazartesi günü yaptığı açıklamada, tanker operasyonlarının amacını şu sözlerle ifade etti: “Maduro’nun katıldığı yasadışı faaliyetlerin kabul edilemez olduğunu, onun gitmesi gerektiğini ve halkımızı savunacağımızı tüm dünyaya duyurmak.”
Trump, Maduro iktidarının sonuna yaklaştığını defalarca dile getirmiş olsa da, Venezuelalı lider uluslararası baskı ve iç ekonomik zorluklara rağmen kontrolünü sürdürmeye devam ediyor.





