ABD yönetimi, Gazze’de süregelen çatışmalara son vermek amacıyla Birleşmiş Milletler’de uluslararası liderlere sunduğu kapsamlı 21 maddelik barış planını duyurdu. Plan, tüm rehinelerin serbest bırakılması, Hamas’ın İsrail için tehdit olmaktan çıkarılması ve Gazze’ye insani yardımın artırılması gibi üç temel hedefi ele alıyor. Ancak, ABD ile İsrail arasında bazı kilit noktalarda anlaşmazlıklar devam ediyor.
Barış Planının Temel Noktaları
ABD’nin önerdiği 21 maddelik plan, Gazze’de kalıcı bir ateşkesi ve bölgenin geleceğine dair yeni bir yönetim modelini hedefliyor. Planın ana unsurları şunlar:
- Rehinelerin Serbest Bırakılması: Ateşkesin başlamasından sonraki 48 saat içinde, Hamas’ın elindeki yaklaşık 20 canlı rehinenin ve 20’den fazla ölmüş rehinenin naaşının serbest bırakılması.
- İsrail’in Taahhütleri: İsrail, buna karşılık yaklaşık 250 ömür boyu hapis cezası alan Filistinli mahkûmu ve 7 Ekim 2023’ten bu yana tutuklanan yaklaşık 2.000 Filistinliyi serbest bırakacak.
- Hamas’ın Silahsızlandırılması: Hamas’ın silah bırakması ve Gazze’nin yönetiminde artık yer almaması. Hamas üyelerine, barışa bağlılık gösterenlere af, ayrılmak isteyenlere güvenli geçiş imkânı sunulacak.
- İnsani Yardım Artışı: Ocak 2025 anlaşmasında belirlenen günde 600 kamyon yardım standardına uygun olarak, Gazze’ye engelsiz insani yardım akışı sağlanacak. Yardım dağıtımı, Birleşmiş Milletler ve Kızılhaç gibi tarafsız uluslararası kuruluşlar tarafından yönetilecek.
- Geçici Yönetim ve Güvenlik: Gazze, Hamas’ın yer almadığı, Filistinli teknokratlar ve uluslararası uzmanlardan oluşan bir yönetim tarafından idare edilecek. Arap ve Müslüman ülkelerden askerlerin de katılacağı çok uluslu bir güvenlik gücü, bölgede güvenliği sağlayacak.
- Filistin Devleti Yolu: Plan, Filistin Yönetimi’nde kapsamlı reformlar sonrası Filistin devletine giden bir yol haritası öneriyor.
Plan, Gazze’nin yeniden inşası için bir ekonomik kalkınma programı ve özel bir ekonomik bölge oluşturulmasını da içeriyor. Arap ülkeleri, bu girişimi finanse etmek ve güvenlik garantileri sağlamak için destek sözü verdi.
ABD-İsrail Görüşmelerinde Anlaşmazlıklar
Pazar günü New York’ta, Beyaz Saray özel elçisi Steve Witkoff ve Trump’ın damadı Jared Kushner, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir araya gelerek planın detaylarını ele aldı. Ancak, iki temel konuda anlaşmazlık sürüyor:
- Hamas’ın Silahsızlandırılması: İsrail, Hamas’ın silahsızlandırılması için daha bağlayıcı bir dil talep ederken, mevcut önerinin bu konuda yeterince net olmadığını savunuyor.
- Filistin Yönetimi’nin Rolü: Netanyahu, Fox News’e verdiği röportajda, Filistin Yönetimi’nin Gazze’nin yönetiminde yer almasını “kırmızı çizgi” olarak nitelendirdi. İsrail, Filistin Yönetimi’nin reformlar olmadan Gazze’de etkili bir rol üstlenmesine karşı çıkıyor.
Trump, Axios’a yaptığı açıklamada, müzakerelerin “son aşamalarda” olduğunu ve daha geniş bir bölgesel barışa yol açabileceğini belirtti: “Herkes bir anlaşma için bir araya geldi, ancak bunu başarmamız gerekiyor. Arap ülkeleri bu konuda harikaydı. Hamas da onlarla birlikte hareket ediyor. Arap dünyasına büyük saygıları var.”
Hamas’ın Tepkisi ve Arabulucuların Rolü
Hamas, 9 Eylül 2025’te Doha’da İsrail’in Hamas hedeflerine düzenlediği hava saldırısı sonrası müzakerelerin askıya alındığını belirtti. Pazar günü yayınlanan bir bildiride, Hamas, Katar ve Mısır arabulucularından yeni bir teklif almadığını, ancak “Filistin halkının ulusal haklarını koruyan” her türlü öneriyi olumlu ve sorumlu bir şekilde incelemeye hazır olduğunu ifade etti.
ABD’li yetkililere göre, Katar ve diğer Arap ülkeleri, Hamas liderliğini devam eden görüşmeler hakkında bilgilendiriyor ve Hamas’ın öneriyi kabul edeceğine dair güven ifade ediyor. Katar, İsrail’in Doha’ya yönelik gelecekteki saldırılardan kaçınacağına dair güvence verirse arabuluculuk rolünü sürdüreceğini taahhüt etti.
Çatışmanın Bilançosu ve Bölgesel Dinamikler
Hamas’ın kontrolündeki Gazze sağlık bakanlığına göre, 7 Ekim 2023’teki saldırılardan bu yana Gazze’de 66.000’den fazla Filistinli hayatını kaybetti. Aynı saldırılarda Hamas, yaklaşık 1.200 kişiyi öldürmüş ve 251 kişiyi rehine olarak almıştı. Çatışma, Gazze’de insani bir felakete yol açarak nüfusun %90’ını yerinden etti ve evlerin %60-70’inin hasar görmesine veya yıkılmasına neden oldu.
Plan, İsrail’in Gazze’yi işgal etmemesi veya ilhak etmemesi ve Katar’a yönelik saldırılardan kaçınması gibi taahhütler içeriyor. Ayrıca, Batı Şeria’nın ilhakına karşı çıkarak Abraham Anlaşmaları’nın genişletilmesini destekliyor. Ancak, Netanyahu’nun koalisyonundaki aşırı sağcı üyeler, Hamas’ın tamamen yok edilmesi gerektiğini savunarak ateşkese karşı çıkıyor.
Netanyahu-Trump Görüşmesi ve Sonraki Adımlar
Netanyahu, 30 Eylül 2025’te Beyaz Saray’da Trump ile bir araya gelecek. Trump, görüşme öncesi yaptığı açıklamada, “Gazze’de bir anlaşmaya varma ihtimalimiz var. Çok yakınız” dedi ve kalıcı bir barış için umutlu olduğunu vurguladı. Ancak, Netanyahu’nun Cuma günü BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, Filistin devletine karşı çıkarak, “7 Ekim’den sonra Kudüs’ün bir mil ötesinde Filistin devletine izin vermek, 11 Eylül’den sonra New York’un bir mil ötesinde El Kaide’ye devlet vermek gibi çılgınlıktır” dediği biliniyor.
ABD’li yetkililer, planın henüz nihai olmadığını ve Arap ülkelerinin geri bildirimleriyle şekillendirileceğini belirtiyor. Özel elçi Steve Witkoff, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, “Önümüzdeki günlerde bir tür atılım yapabileceğimiz konusunda umutluyuz, hatta kendimize güveniyoruz” dedi.
Trump yönetiminin 21 maddelik Gazze barış planı, rehinelerin serbest bırakılması, Hamas’ın silahsızlandırılması ve Gazze’ye insani yardımın artırılmasını hedefleyen iddialı bir girişim. Ancak, İsrail’in Filistin Yönetimi’ne karşı tutumu ve Hamas’ın silahsızlanma konusundaki çekinceleri, anlaşmanın önündeki en büyük engeller. Netanyahu ile Trump arasındaki görüşme, bu planın geleceğini belirlemede kritik bir rol oynayacak. Gazze’deki insani krizin sona ermesi ve kalıcı bir barışın sağlanması için uluslararası toplumun desteğiyle yürütülen bu çaba, bölgedeki gerilimi azaltma potansiyeline sahip.





