Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) 19 Ekim 2025’te yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda sürpriz bir zafer elde eden ana muhalefet lideri Tufan Erhürmen, mevcut Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı geride bırakarak göreve geldi. Erhürmen’in %62.76 oy oranıyla elde ettiği bu başarı, Türkiye’nin desteklediği Tatar’ın %35.76 oy almasıyla dikkat çekti. Ancak uzmanlara göre, yeni KKTC Cumhurbaşkanı’nın Ankara-KKTC ilişkilerinde veya Kıbrıs sorununda kısa vadede köklü bir değişim getirmesi beklenmiyor.
Erhürmen, kampanya sürecinde Türkiye ile ilişkileri koparmak istemediğini vurguladı. Anadolu Ajansı’na zafer gecesi verdiği demeçte, “Hiçbir (Kıbrıs Türk) Cumhurbaşkanı, Yunan Kıbrıslılarla müzakere etmedi, görüşme yapmadı veya dış politika belirlemedi ki Türkiye ile koordine etmeden. Bu bizim devlet geleneğimizdir. Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkilerimiz bizim için son derece önemli ve hayati olup, görev sürem boyunca da öyle devam edecektir. Türkiye ile ilişkileri geliştirmek benim misyonum olacak” dedi. Erhürmen, 2018-2019 yıllarında KKTC Başbakanı olarak Türkiye ile yakın çalışmış, sonrasında ana muhalefet lideri olarak da bu ilişkiyi sürdürmüştü.
Ankara’dan Sakin Tepkiler
Ankara’dan gelen ilk tepkiler sakin ve olumlu yöndeydi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan X platformunda Erhürmen’i tebrik ederek, “Bu seçimler, KKTC’nin demokratik olgunluğunu bir kez daha gösterirken, Kıbrıslı Türk kardeşlerimizin iradesini sandığa yansıttı. Ülkelerimiz ve bölgemiz için hayırlı olsun umarım” mesajını paylaştı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da Erdoğan’ı destekleyerek, “Ana vatan ve garantör ülke olarak Türkiye, Kıbrıs Türklerinin haklı davasını savunmaya devam edecek” dedi ve Kıbrıs sorununun “gerçekçi çözümü”nün adada iki ayrı devletin varlığını kabul etmek olduğunu vurguladı.
Ana muhalefet CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise sonucu Türkiye’nin iç siyasetine bağlayarak, Kıbrıslı Türklerin Ankara’nın “baskın tutumunu” reddettiğini savundu. Milliyetçi yorumcular arasında ise karışık tepkiler var: Bazıları sonucu “Toros’un düşüşü” olarak nitelendirerek (Toros, efsanevi lider Rauf Denktaş’ın kod adıydı) eleştirdi, bir jeopolitik uzman ise Erhürmen’i “daha tehlikeli” ve “daha yetenekli bir politikacı” olarak tanımladı.
Türkiye-KKTC Arasında Neden Ayrılık Beklenmiyor?
Türkiye ile KKTC’nin yeni liderliği arasında bir kopuşun düşük ihtimal olmasının birkaç nedeni var:
- Tarihi ve Ekonomik Bağımlılık: KKTC, Yunan Kıbrıslı ambargosu nedeniyle Türkiye ekonomisine bağımlı. Ankara, yıllardır KKTC’nin iç işlerine müdahale etmeden alan bırakıyor. KKTC’nin 1983’te bağımsızlığı, Denktaş’ın inisiyatifiyle gerçekleşti ve ilişkiler genellikle “kuyruk kuyruğu sallayan köpek” dinamiklerine dayanıyor.
- Parlamentonun İki Devletli Çözüm Kararı: Erhürmen’in elleri şimdiden bağlanmış durumda. 14 Ekim 2025’te KKTC Parlamentosu, “Kıbrıs Sorununa İki Devletli Çözüm” başlıklı bir karar tasarısını çoğunlukla onayladı. Tasarı, “Yunan (Kıbrıslı) tarafının uzlaşmaz tutumu nedeniyle federal çözüm arayışına kelime oyunlarıyla rıza gösterilmeyecek; KKTC’nin uluslararası görünürlüğünü ve tanınırlığını artırma sürecini durdurmayacağız” diyor. Tasarı, Kıbrıs Türk Halkının meşru temsilcisi olarak KKTC Cumhuriyetsel Meclisi’nin “iki devletli çözüm” politikasını destekliyor. Bu, Erhürmen’in federal çözüm yanlısı tutumunu sınırlayacak.
- Erdoğan’ın Esnek Dış Politikası: Erdoğan, dış politikada seçeneklerini açık tutma ustası. 2000’lerde Kıbrıs’ta birleşmeyi destekleyerek AB adaylığını ilerletmişti. Ukrayna savaşı ve ABD’nin NATO taahhütlerini azaltmasıyla Türkiye’nin AB ile çıkarları örtüşürken, Ankara Erhürmen’in Yunan Kıbrıslılarla uzlaşma girişimlerini engellemeyecek.
- Kıbrıslı Türklerin Türkiye Beklentisi: Kamuoyu yoklamalarına göre %85.5’i Türk askerinin adada kalmasını ve Türkiye’nin garantörlüğünün devamını istiyor. Ankara şu anda 40.000 asker bulunduruyor; Yunanistan ve Güney Kıbrıs’a İsrail silah sevkiyatları nedeniyle bu sayı artabilir.
- Önceki Başkanların Deneyimi: Erhürmen’in başkanlığı, federal çözüm yanlısı Mustafa Akıncı gibi sonuçlanabilir. Akıncı, Yunan Kıbrıslı mevkidaşı Nikos Anastasiades’i ikna edememişti. Mevcut Yunan Kıbrıslı Cumhurbaşkanı Nikos Christodoulides de (eski Dışişleri Bakanı) Kıbrıslı Türk taleplerini (eşitlik, kuzey özerkliği, Türk askeri varlığı ve anayasal değişikliklerde rıza) karşılamayacağa benziyor.
Kıbrıs Sorunu Neden Tekrar Gündemde?
Kıbrıs, 1974 Türkiye müdahalesinden beri bölünmüş durumda. BM destekli Annan Planı 2004’te Kıbrıslı Türkler %65 evet, Yunan Kıbrıslılar %76 hayır dedi; ancak ambargolar kalkmadı, Güney Kıbrıs AB’ye tam üye oldu. 2010’larda doğalgaz keşifleri adanın jeopolitik önemini artırdı, ancak ticari üretim başlamadı ve gerilimleri körükledi (Türkiye-Yunanistan arasında NATO müttefikleri arasında).
Osmanlı 1571’de adayı Venedik’ten aldı, 1878’e kadar yönetti; İngiltere 1960’a kadar sömürge yaptı. 1959 Londra-Zürih Anlaşmaları’yla garantörlük Türkiye’ye verildi. Yunan “enosis” ve Türk “taksim” arzuları anayasayı çökertti; 1974 Yunan destekli darbe Türkiye’nin müdahalesine yol açtı.
Erhürmen’in zaferi, Kıbrıs’ı yeniden gündeme taşırken, Türkiye-KKTC ilişkileri stabil kalacak gibi görünüyor. Kıbrıslı Türklerin iradesi ve Ankara’nın pragmatizmi, radikal değişimleri önleyecek.





