Ana SayfaDünyaTürkiye'nin Gazze'ye Asker Gönderme Hamlesi: Güç Gösterisi mi Yoksa İsrail Tuzağı mı?

Türkiye’nin Gazze’ye Asker Gönderme Hamlesi: Güç Gösterisi mi Yoksa İsrail Tuzağı mı?

Donald Trump‘ın Gazze için hazırladığı planın duyurulması ve ilk aşamada kaydedilen ilerlemelerin ardından, “Uluslararası İstikrar Gücü”nün (ISF) bölgeye konuşlandırılması önerisi, “Trump’ın Gazze Barış Planı” olarak adlandırılan sürecin en kritik unsuru haline geldi.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), 2803 sayılı karar ile bu gücün oluşturulmasına yetki vermiş olsa da, birliklerin spesifik bileşimi —özellikle Türkiye’nin bu güce dahil edilmesi— Ankara, Washington ve Tel Aviv hattında derin bir diplomatik anlaşmazlık konusu olmaya devam ediyor.

Ankara’nın “Garantörlük” Vizyonu ve TSK’nın Hazırlığı

Türkiye, Gazze anlaşmasının ilk aşamasında belirleyici bir rol üstlendi ve istikrar gücünün bir parçası olarak ordusunu Gazze’ye gönderme konusunda güçlü bir istek ortaya koydu. Milli Savunma Bakanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) uluslararası hukuk çerçevesinde barışın korunması adına “verilecek her türlü görevi yapmaya hazır” olduğunu teyit etti.

Bakanlık tarafından yapılan açıklamada TSK’nın yetkinliğine şu sözlerle dikkat çekildi:

“Farklı bölgelerde barış ve güvenliği sağlamak amacıyla çeşitli kuruluşlar tarafından oluşturulan birçok uluslararası göreve katılan Türk Silahlı Kuvvetleri, profesyonelliği ve adil tutumuyla tüm tarafların saygısını kazanmıştır.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, bu askeri girişimi sadece basit bir güvenlik tedbiri olarak değil, Filistin devletleşmesinin bir “garantörü” olarak çerçevelendiriyor. Diğer bir deyişle bu hamle, kapsamlı, adil ve sürdürülebilir bir barışa katkı sağlamayı ve nihayetinde iki devletli çözümün hayata geçirilmesini hedefleyen bir yapının parçası olarak görülüyor.

İsrail’in “Kategorik Reddi” ve Diplomatik Gerilim

Madalyonun diğer yüzünde ise İsrail’in, Türk askerlerinin Gazze’de konuşlanmasını kategorik olarak reddetmesi duruyor. Tel Aviv yönetimi, uzun süredir Türkiye’nin Filistin meselesine herhangi bir şekilde müdahil olmasına karşı çıkıyor. 2023 yılında İsrail’in Gazze’ye yönelik savaşı patlak verdiğinde, Ankara savaşın sona ermesi için bir “Garantörlük Sistemi” önermişti. Ancak hem İsrail hem de Biden yönetimi, Ankara’nın sürece dahil olmasını engellemek ve diğer bölge ülkelerine bel bağlamak adına bu öneriyi geri çevirmişti.

Buna rağmen Türkiye’nin denklemdeki rolü bir gerçekliğe dönüştükçe, çok sayıda İsrailli yetkili Türk askerinin Gazze’ye konuşlandırılmasına yönelik itirazlarını dile getirdi ve bu duruşlarını Trump yönetimine iletti. Üst düzey bir İsrailli yetkili, konuya ilişkin tavırlarını şu net ifadeyle ortaya koydu:

“Bir Türk askerinin ayağı Gazze’ye basmayacak.”

Diplomatik arenadaki bu gerilim, Doha Forumu’ndaki görüşmelere de yansıdı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a, Gazze anlaşmasının ikinci aşamasının başarısı için hayati önem taşıyan ISF’ye Ankara’nın katılımının İsrail tarafından veto edilip edilmediği soruldu. Türk Dışişleri Bakanı, Netanyahu’nun Türk askerlerine karşı olduğunu açıkça beyan ettiğini belirterek bu durumu doğruladı.

RELATED ARTICLES

Most Popular

Recent Comments